8.3.12

Steampunk!

Bilimkurgunun bir alt türü olmanın ötesinde de, steampunk hep beni çeken bir akım olmuştur, ancak bu tarz şeyler yapmak hep zor gelmiştir zira deri, metal vesaire kullanımı pek aşina olduğum konular değil. (Pahalı da tabii, öğrenciyiz neticede :P) Ancak polimer kil gibi bir malzeme ile tanıştıktan sonra bunun o kadar da zor olmadığını farkettim. Evet biraz uğraştıracak ama değer :) Bu heyecanla gidip biraz mekan deştikten sonra eski Sovyetler Birliği yapımı masa saatleri ile birkaç mekanik kol saati bulabildim. Sonra onları güzelce parçalarına ayırıp, temizleyip, kendilerine erkek arkadaşımın deyimiyle nane, biber muamelesi yaparak masama serdiğim gazete kağıtlarının üzerine dizdim:


Fotoğraf kalitesiz tabii, odamı hırdavatçı dükkanına çevirmenin bunalımıyla telefonun kamerasıyla çekip geçtim :) Aşağıdakiler tek tek dişlileri millerden ayırıp bir de deli dürtmüş gibi kategorize ettikten sonra çekildi:








Daha birkaç torba daha var, resmen hiçbir şeyi atmaya kıyamadım. İyice hırdavatçı oldum, annem çıldırmanın eşiğinde. Ama tabii bunlar benim için hazine, ve çok yakında yeni steampunk etkileşimli tasarımlarımda kullanılmak üzere saklıyorum kendilerini :) 

Bir de eski saat parçalarını, dişlileri filan bulabileceğim yerler biliyorsanız veya satmaya niyetliyseniz lütfen bana kilpidesign@gmail.com mail atarak ya da buradan yorum yazarak ulaşın :) Bit pazarları bile elektronik saat kaynıyor artık, eski mekanik saatleri bulmak oldukça zor.

(Steampunk nedir diye uzun uzadıya yazamayacağım zira gecenin bilmem kaçı, merak edenler için steampunk'a dair internette bolca kaynak bulmak mümkün. Özellikle Kutlukhan Kutlu'nun yazısını okumanızı tavsiye ederim.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder